Ana içeriğe atla

Mutlak İyilik - Her Şey Güllük Gülistanlık

 Bir sonbahar günü kurumuş yaprakların, yerçekimine yenildiği vakitlerde kendimi kaldırımlarda buluyorum. Tam iş çıkış vaktine denk gelince insanların hareketleriyle yaprakların haraketleri birbirine karışıyor gözümde. Arabaların birbirleriyle kavga etmeden ışıklarda durup sabretmeleri ise çabası, uzun bir salıncak gibi hareketleşen otobüslerin içleri yavaştan doluyor. Kimileri yorgunluğun ilk uykusunu camlara feda ederken hiç iyi bir yastık olmayan camlardan görüyorum onları. Duraklarda, sigaranın aşkına kurban olmuş dudakların yol göstermesiyle dağılıyor dumanlar. Dumanlar, yapraklara inat göğe en tepeye gidiyor, kimi yerde kaybolurken kimisi gökte kayboluyor. Ağaçlar sözleşiyor beş altı ay sonrası için yapraklarla görüşmek için. Bu arada herkes bir görevi tamamlamanın tatminkarlığı ve yorgunluğuyla bir yerlere kaçıyor adeta. O arada aklıma bir düşünce takılıyor, insanlığa dair. Ya şöyle olsaydı, dünya nasıl olurdu diyorum; dünyada açlık sorunu kalkmış, gelir adil olarak dağılmış, teknolojinin ise doruklarını yaşar olmuşuz. Yani karıncalar gibi yuvasına rızık götürme telaşesinde olan insanın tüm görevleri tamamlanmıştır, sorun addedilen tüm sıkıntılar çözülmüştür. Böyle bir dünya haline gelmişizdir. Bunu düşünürken ardından dinlediğim müziği bir daha dinlemekten, yürüdüğüm yolu bir daha yürümekten sıkılan biri olarak aklıma şöyle bir soru geliyor; "iyi ya peki sonra ne olacak, her şey güllük gülistan yani o zaman ne yapacağız?" bir süre düşündükten sonra adeta düşüncelerim donuyor bir süre. Ne olacağına kestiremiyorum. Aklıma sadece şu geliyor: acaba sorun olarak görülenler çözülünce; yani mutlak iyilik, dünyayı kaplasa dünya ve bizler yine yaşamaya devam edeceğiz. Hemde belki daha sıkıcı bir dünyada. Belki de tüm sorunlar çözülünce dünyadan şimdiki kadar zevk almayabiliriz. Çünkü her aynılaşmış şekilde yeknesak devam edecek. (Dopomin bunu beğenmedi. :)) Demek ki dünya; mutlak adalet, iyilik ve konforda dahi devam ediyorsa. Dünyanın ve insanın varoluşunun mutlak nedeni yukarda saydığım mutlak iyilik ve konfor olamaz. Ama ikinci olarak kesin hedeflerdir tabi. Yetmeyince aklıma sanatında mutlak gelişmişliğini ekliyorum ama ne çare dünya yine dünya insan yine insan. Dinin de tam dünyaya hükmettiğini düşünüyorum ardından kıyametle ilgili bir  hadis geliyor ama... Adalet, bilim, sanat, teknoloji bu yoruma sığdırırken dini sığdırmaktan çekiniyorum çünkü dinin mutlak hakimiyeti bir seçim tercihine sunulmuş bir olay. O yüzden diğerlerinden ayırıyorum. Diğerleri ise neredeyse seçim şansı sunmayan geliştirilmesi gereken ana unsurlar. Her neyse kısaca bir gün, muhtemelen göremeyeceğiz ama mutlak iyilik dünyayı kaplasa bile insan tatminkar olamayacağa benziyor. Buda sanki insanın ana gayesinin iyilik yapıp yaymaktan ziyade başka bir şey olduğunu gösteriyor. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ahlâk-i Adudiyye Şerhi - Taşköprülüzade Ahmed Efendi - Kitap Haritası

 

Ruh Halleri

 

Tanrı Var Mı - W. David Back / Kitap Haritası