İnançsız biri iyi biri olamaz. Neden? Çünkü iyilik için temel bir nedeni yoktur. Sadece iyi gibi görünür. Kendince oluşturduğu kişisel kaygılar ve menfaatleri dolayısıyla iyiliği seçebilir ama bu da bir emir olmadığı için değişkendir. İyilik kavramı bile onun için değişkendir. Bir yıl önce iyi olan şey bir yıl sonra kötü olabilir, bunun böyle gitmeyeceğini kim garanti edebilir?
Burada iyiliğin dogmatikliğine ihtiyaç vardır. Değiştirilemez iyilik kavramlarına yani. Bunu da sadece ve sadece dogmatik öğelere sahip din getirebilir. Bilim ve felsefe de burada değişken olduğu için getiremez ama uygulamada dinin öğretilerine destek olur.
İçten kötülük, yani kötü yaratılma diye de bir şey yoktur. İnsan hür irade sahibidir ve boş bir levha gibidir. Sadece iyiliğe yani olması gerekene meyilli bir yapı sahibiyiz. Bu da özgür iradeyi kısıtlayacak bir şey kadar büyük değildir. Hayat da hareket etmek zorundayız, iyilik ve kötülük diye de iki seçenek var, ortası yoktur.
Kötülüğün ve iyiliğin belirleyicisi şuan dinler olmasaydı da "tecavüze" bile kötü diyemiyecektik, sadece bilimsel olarak ele alıp, cinsel ihtiyacın tatmini olacaktı ve toplumda normal karşılanacaktı.
Son olarak da insanlar birileri şu iyi şu kötü dediği için seçim yapmak zorundadırlar. Bu kimi zaman toplumsal kaygı, kimi zaman şahsi menfaattir ki bunun cennet ödülü veya cehennem cezasından farkı yoktur. Yani inanan cennet ödülünden dolayı iyilik yapıyor diğeri salt iyilik dediğimiz şey için iyilik yapıyor dersek yanlış olur. İyiliği tanımlayamayan biri ya birinden gördüğü için ki bu da dinlerdir, ya da kendi menfaatlerinden dolayı yapar.
Burada önemli olan hangisinin doğru olduğunu seçerek yaşamak. Yoksa her şekilde insan çıkarları doğrultusunda yaşar.

Yorumlar
Yorum Gönder