Ana içeriğe atla

İmtihan Olgusunun Dildeki Hafifliğine Zıt Hayatımızdaki Ağırlığı

İnsanlar; kendilerinin bir imtihan içinde bulunduğu kavramını küçültücü hatta kaldırılamaz ve saçma bulurlar. Oysa gerçekler ne kadar kabullenilmesi zor şeyler olsa da yaşanması zorunlu kavramlardır. Mesela “imtihan” kavramı. İmtihan kavramı temelde; “sonuç olarak bir deneyim kazandıran zor durum” anlamında kullanılır.

Kelimenin anlamında ifade ettiği üzere “deneyimin” ne tür bir sıfat barındırdığı üzerinde duracağız ve hayattaki bu kavramın yerinden bahsedeceğiz.


En basitinden sabah kalkıp, yüzümüzü yıkamak, dişlerimizi fırçalamak, kahvaltı yapmak gibi fiziksel eylemleri gerçekleştirir ve daha birçok eylemin peşinde yaşamaya devam ederiz. Bunun yanında fiziksel ihtiyaçlarımızın dışında; düşen birini kaldırmak, ağır eşya taşıyan yaşlı birine yardım etmek yada biriyle kavga etmek gibi anlam ifade eden eylemlerde bulunuruz. 


İşte burada tüm yaptığımız fiillerin ifade ettiği anlamlar iki kategori halinde toplanır. Kategori başlıkları ise “iyi” ve “kötü”dür. Yani yaptığımız her şey aslında iyi ve kötü sıfatlarından ibarettir. Bazen sessiz kalmak yada bir şey yapmamak bile bu iki sıfatın içinde değerlendirilir. İyi kategorisinde dişleri fırçalamak, kahvaltı yapmak, düşen birini kaldırmak, yaşlı birine yardım etmeyi sayarken kötü kategorisinde dişlerini fırçalamamak, kavga etmek gibi fiilleri sayabilirsiniz. Peki her şeyimizi bu iki sıfat altında topluyorsak bu değerlendirmeyi yapmadan yaşayamaz mıyız? Neden bu tarz bir derecelendirmenin içinde kendimizi buluyoruz? 


İmtihan bu anlamda iyiliğin emredilip kötülüğün yasaklanması oluyor. Çünkü her an iyiyi veya kötüyü yapmaya karar vermek zorunda kalıyoruz. Bir şeyler yapıp, devamlı iyi veya kötü bir deneyim elde ediyoruz.


Yani sonuç olarak İyi ve kötü şeyleri yapabilme kabiliyeti imtihan olgusuyla kazanılıyor. İmtihan olgusu; hem nasıl yaşayacağımızı, hemde yaşanılan şeyleri nasıl doğru yorumlayacağımızı göstermiş ve bakış açımızı etkileyen bir olgu olarak var oluyor. 

 

Aynen sınavdaki insanların iyi sonuçları elde etmek uğruna sorulara doğru cevap vermeye çalışması gibi. 


Ya iyiyi yada kötüyü seçmek kararı bize düşüyor. Dolayısıyla bu iki zıt sıfatın bulunduğu bir yerde imtihanın içinde bulunduğumuz durumu kaçınılmaz olarak ortaya çıkıyor..


Ve dünyada imtihan olgusunun payı böylelikle yüzde yüzse, imtihan da dinin varlığını gösterirse. Dinin varlığı da imtihan payının varlığı gibi yüzde yüz olmak zorundadır. Sonuç olarak yaşadığımız dünya da direkt olarak din için vardır diyebiliyoruz.


“Ayrıca, yaşadıklarımızın bir sınav olduğunu kabul etmedikçe, başımıza gelenleri, yaşadıklarımızın anlamını, yaşamın anlamını çözemiyoruz.”


Bu dünya bir meydan-ı tecrübe ve imtihandır ve dâr-ı teklif ve mücahededir. İmtihan ve teklif iktiza ederler ki hakikatler perdeli kalıp tâ müsabaka ve mücahede ile Ebubekirler a'lâ-yı illiyyîne çıksınlar ve Ebucehiller esfel-i safilîne girsinler. 


(Sözler 189.sh - Risale-i Nur)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ahlâk-i Adudiyye Şerhi - Taşköprülüzade Ahmed Efendi - Kitap Haritası

 

Kesinlikle Üzerine - Kitap Tahlili

 

Tanrı Var Mı - W. David Back / Kitap Haritası