Ana içeriğe atla

Fast-Book ile Zihin Obezitasyonu


Çağın insanı fast-food tüketir gibi kitap tüketince "zihin obezitesine" tutuluyor adeta. Maddi ağırlığın benzeri zihinde yaşanan manevi bir ağırlığa çevriliyor. Tabi bu da kendine zarar soyut bir ağırlık oluşturuyor malasef.

Bu yüzden bir kitap okunacağı zaman rastgele seçmenin ötesinde bir tavsiye bile yetmiyor artık. Biraz daha öteye taşıyarak neden tavsiye edildiği hakkında derin bir sorgulamadan geçince okunmasını icab ediyor. Zira insan yediği yemeğin etkisinde kalıp adeta midesine atarak  onu hapsetmekten ziyade ona hapsolduğu gibi okuduğu şeyinde mahpusuna dönüyor. Gözle gördüğümüz, kulakla duyduğumuz, burnumuzla kokladığımız ve elle algıladığımız her şeyi hapsettiğimiz gibi, tam tersi şekilde aslında onlara hapsoluyoruz da. Bunların en etkililerinden karar verme mekanizmasının baştacı kitaplar olunca da otobüs yolculuğundaki bir kitap bile önem arz ediyor. 

Bu kitap obeziteliğinin iki önemli etkisini konuşmak mümkün; birisi çok okumaktan veya çok yorum ve gözlemekten insanın kendi yorum ve gözlemini geliştirememesi. Diğeri de aşırı kitap üretiminden kaynaklanan tüketme iştiyakı. Sanki bütün kitapları okumamız gerekiyor duygusu. Hali hazırda youtube da kitaplar hakkında veya başka konularda konuşan insanların arkalarına yüzlerce kitap sıralaması kitabın getireceği "mütevazilikten" ziyade "güçten" oluşan bir obezitelikten ibaret değil midir? İsminin başına mesleğinin kısaltması yazılanından, ekranlara sadece kendini belgelendirebilmiş kişilerin seçiminden, video ve fotoğraflarda kendinin yanında kitapların konuk edilmesinden bu obezitenin etkisi gözükmüyor mu? Olması gereken "kitap diyetiyle" oluşacak "mütevazilik" değil midir? Yoksa "fast-book" kitaplarla "zihin obezitasyonun" getirdiği "güç ve egonun" oluşturduğu biliyor görünmek, kendini dinletmek, yanlış yargılarını bu yolla doğrulatmak çabası değil midir?

Bir diğer nokta; kitapların tarihi misyonunu kaybetmesi. Dört büyük dinin kitaplar üzerinden medeniyetleri inşa etmesi, kitabın insanın hayatını değiştirmesi gereken bir faktör olmasını açıklar. Kitap okuyan insan, onun etkisiyle artık okumadan önceki halinde olamaz, değişmelidir. Erdemliliğe dair ilerlemelidir. Ki kitap, kitap değerini kazanarak misyonunu ifa edebilsin. 

Bazen düşünüyorum da; günlük iş tempolarından uzaklaşarak, insana anlam katan onu adeta hayvan ve robottan ayırarak insan olduran faktörün kitaplardan başka bir şey olmadığını görüyorum. Hal böyle olunca boş zamanda değer kazanan kitabın; asrımızda, kitapla boşluklaşan bir toplum inşa etmesini tefekkür ediyorum. 

Kapitalin oyuncağı olan her şey faydasızlaşırken ilk önce yemek buna katıldı ve bizi zehirledi. Buğday tohumundan, ete, tavuğa kadar sağlık faydası yerine kar faydası hakim oldu. Doğal olarak bu kitaplara yansıyınca kar amacı güden yazarlar, kar için satılan kitaplar piyasayı ele aldı; Edebi ve kişisel gelişimden ziyade aksiyon filimleri işlevinde zaman doldurucu ama zihni doldurmayan ürünler.

Ne okuduğunu bilmeyen, neyi neden okuduğunu bilemeyen, neden okumalıyımı bilmeden ilerleyen okuma alışkanlığının oluşturacağı zihnin yapısı; obezit bir yapı, bu yapının beslengeci ise fast-book kitapları olabilir.

Kendi yaşadığı coğrafyadaki eserleri bile başkalarının zihninden okuyan. Görünüşte kitap kurdu gerçekte düşünce kurdu olmaktan öteye geçememiş, MALASEF zavallı ama cool bir nesile sahibiz. 

Usul, esasa mukaddemdir. Bazı işaretlerin harf, bazı harflerin kelime, bazı kelimelerin anlam ifade etmesi herkesin anlayacağı anlamına gelen matematiksel bir denklemi ifade etmiyor. 

Nasıl anlamak istersem diye değilde ne anlatmak istiyor diye okumak, yargılamak lazım. Yoksa ağızdan dökülen her kelime köpeğin ağzından damlayan salyadan farksız kalır. 

Kitap misyonunu kaybetti, insanda kaybetti. Ama; 1. Asra yemin ederim ki,

2. İnsan gerçekten ziyandadır.

3. Ancak iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler başkadır. 

Asr Suresi 1-3

Yazının başını bir nevi Yunus Emre'yle başlarken sonunu da Said Nursi'yle bitirelim zira bu sözler bizim okuma şemamızı çizen sözler olacaktır; Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku. Yoksa hayvan ve câmid(ruhsuz) hükmünde insan olmak ihtimali var. 

*Sözler syf. 937

*Obezite genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkmasıdır.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ahlâk-i Adudiyye Şerhi - Taşköprülüzade Ahmed Efendi - Kitap Haritası

 

Kesinlikle Üzerine - Kitap Tahlili

 

Tanrı Var Mı - W. David Back / Kitap Haritası