"Başarı eşine az rastlanır bir boyadır, bütün çirkinlikleri gizler." Sir John Suckling
Başarılı olmak, adının yanında tek haneli rakamların yazması mıdır?
Yada listelerin üst sıralarında olmak mıdır?
Çok satanlar kategorisine giren her kitap başarılı mıdır?
Ya da çok izlenen bir video?
Başarı dediğimiz kavram gerçekten bir sıralamadan ibaret midir yani?
Başarının zirvesi, bir iki kişilikse binlerce insan dışarda kalıyor.
Nüfusun yüzde doksan dokuzu yüzde biri gibi olursa başarılı diyoruz. İnsanlara bunu öğretiyoruz, sonu “s” ile biten sınavlarla. Okullar dereceye giren öğrencilerinin isimlerini panolara yazarken, öğretmenler tüm sınıfa anlatmak yerine, üç beş öğrenciye odaklanma üşengeçliği ile çalışıyor tüm gün. Sadece yüzde birler iyi üniversiteye giderken sadece yüzde birler atanıyor. 30 yaşına kadar hayatının en büyük uğraşısı, bu yüzde birlik potaya girmek olan insan, haliyle yoruluyor, kayboluyor ve hayattan usanıyor. VE Milyonlarca insana başarısız deniyor.
İnsanlara dille değil de fikren deniyor ki; sizden olsa olsa tenbel, faydasız, işe yaramaz insanlar olur. Çünkü o zirveye çıkamadınız.
Durumun böyle olmaması gerektiği gayet açık.
Başarı dediğimiz şeyin sonuna koyduğumuz hedefler; rakamlarla sınırlı kalmamalı, kemal olmalı, olgunluk olmalı, erdemlilik olmalı.. Her insan bunun için uğraşıp kendi çapında yapabilmeli, insanları parçalamak yerine birleştirmeli mesela, üzmek strese sokmak yerine mutlu etmeli umut vermeli.. Yaşamın her anının doya doya yaşayamaya itmeli, karşılaştığımız güzel şeyler de kötü şeylerde bize ders vermeli; kısaca her şeyin bi anlamı olmalı..
Mesela bu konuyla ilgili size çok önemli bir olayı anlatacağım;
Nuh Aleyhisselam nice nice yıllar devam eden tebliğine karşı üç beş kişi dışında kimseyi Rabbinin Hak yoluna çevirememiş bir peygamberdir. Öyle ki, kendi karısına ve bir oğluna dahi hakikati dinletememiştir. Nitekim, kavmi karşısında, en sonunda “Yenildim Allahım” diyerek halini Rabbine arz etmiş, Rabbinden yardım ve nusret dilemiştir. Nuh Aleyhisselamı kendi dilinden açıkça çıkan “Yenildim Allahım” itirafına rağmen başarılıdır. Çünkü, kendisine verilen görevi hakkıyla ifa etmiş; hakikati layıkınca anlamış ve gereğince anlatmıştır. Dinleyenlerin, kulak verenlerin, kabul edenlerin azlığı; haydi bugünün tabirlerine uyarlayalım, hakka davetinin bir türlü “rating” alamaması, çok satanlara girmemesi, panolarda yazılmaması, alemlerin Rabbi nezdinde onun için asla bir “başarısızlık” nişanesi değildir.
Bizim başarı nişanemizde aslında buradan geçiyor; hayatı, hayatı verenin bakış açısından değerlendirirsek kıymet kazanıyor her şey. Uğruna sabah akşam çalıştığımız sınavlar, işler, yapılan fiiller Rabbinin rızası dairesinde şekillenmiyorsa seni yarış atından başka bir şey yapmıyor. Eğer manevi bir amacın yoksa uğruna uğraştığın maddi amaçlar seni başarısızlık potasında yakaladığı an; karşı konulmaz olumsuz duygular içinde bırakacak. Ama O’nun izinde bir hayatta, başarıda bir anlamken başarısızlıkta bir anlam. Başarısızlık her şeyin sonu olmak yerine tekrar tekrar yaşama gücü veren bir motivasyona dönüşüyor.
Eğer bileceksek şunu iyi bilmeliyiz; Başarının yarışarak kazanılmadığını, sınavların hayatın bir anını bile mahvetmeye değmeyeceğini, makamların gelip geçiciliğini, başarı ölçülerek değil yaşayarak kazanıldığını bilmeliyiz. Hayatı nerde nasıl yaşıyorsak her daim yaşama sevinciyle bize ayrılan sürenin sonuna kadar dolu dolu yaşamalıyız. Başarısızlık potasının içine attığımız yüzde doksan dokuzluk kısımı kazanmanın yolu burada;
Başarı kendi çapında
Belki sadece kendi içinde
Kendince O’nun dairesinde güzel bir insan olabilmektir.
Son Not; İstediğin kadar birileri tarafından başarılı ol, hayatı amacına göre yaşamıyorsan bir anlam ifade etmezken, kendini hayatın amacına göre yaşıyor sanıp; tembellik gafletinde yaşayarak da ahmaklığa düştüğünü de unutma...
Yorumlar
Yorum Gönder